Elitlik, Eğitim ve Etik

 

Clio - muse of history (Tarihin Esin Perisi) Johannes Moreelse, Public domain, via Wikimedia Commons



Peter Turchin, tarihsel süreçlerin matematiksel modellemesini ve tarihsel veri tabanlarının oluşturulmasını ve analizini bütünleştiren disiplinlerarası bir alan olan 'Kliodinamik' konusunda öncü araştırmacılardan. (Bilimsel yaşamına kuramsal biyoloji, ekoloji ve evrimsel biyoloji ile başlamış). Turchin, toplumsal çöküşün, 'elit' olanlar ile 'elit' adaylarının dönüştükleri 'elit karşıtlığı' arasındaki çatışma ile hızlandığını söylüyor [1]. Turchin'in 'elit' tanımı, 'güç' sahibi olmak. Kural koyucu 'elit'; 'güç' ile birlikte, servet ve toplum üzerinde 'etkili' olma araçlarının da sahibi. Her 'elit' kural koyucu olmasa da, 'kural'ların oluşturacağı baskıya karşı 'elit' olmayanlara göre daha dirençli. 'Elit', o kadar güçlü ya da 'güç' karşısında dirençli olunca, herkes 'elit' olmak istiyor. Sistem bir süre bu olanağı daha geniş kitlelere açsa da, bir süre sonra çok fazla 'elit'i taşıyamayacak duruma geliyor.Veri tabanı genişledikçe kanıtları ile daha geniş bir tartışma alanına yerleşeceğini düşündüğüm bu kuram, son yıllarda yaşadıklarımızla da değerlendirilebilir.

'Elit', dönem dönem farklı kavramlarla örtüşmekte. O dönemin 'güç' sahibi olanlarını ve özellikle 'kural koyucu elit'i desteklemek de 'elit' olmak yolunda önemli bir adımdır ve 'elit adayı' için kolay bir yoldur ama sistem tıkandığında 'elit' pozisyonlar oralarda da azalıyor. Bu dönemsel ve bir gün sona ereceğinden emin olduğumuz 'elit olma' yöntemini ve bu yöntemi adlandıran kavramı bir yana bırakırsak, 'elit'liğin 'etik' yolu olarak 'eğitim' kalıyor.

'Eğitim', elit olma yolunda önemli bir adımdır. Sistem, herkesin 'elit' olmasına izin vermediğinde, ki bu kaçınılmazdır, eğitim de 'gerçek elit' ve 'sanal elit' olmak gibi iki farklı amaca yönelik hâle getirilecektir. 'Gerçek elit' üreten eğitim, nitelikli olanıdır. 'Sanal elit' ise niteliksiz, evrensel değerlerden uzak bir eğitim sonrasında 'elit'liğin hiç bir özelliğini taşımayan konumda devam eder. Aileler, bu aşırı yarışma ortamında çocuklarını iğne deliğinden geçirmeyi hedeflercesine bir çabaya girerler. Sistem, 'gerçek elit' olma yollarını zorlaştırarak, örneğin nitelikli eğitimi paralı yaparak, eğitime dogmatik öğeler katarak, 'sanal elit' amacını popülerleştirir. Böylece, tüm öğrenciler "çok başarılı" olur. Sınavların 'birinci'lerinin sayısı artar. Her köşede üniversite olduğu için isteyen herkes 'üniversiteli' olur. Buna karşın, sistemde'sanal elit'i destekleyecek maddi kaynaklar olmadığı için bir süre sonra 'sanal elit'lik, servet sahibi olma amacını ister istemez terkedip, yalnızca 'ayrıcalıklı' olmakla yetinecektir. Bu ayrıcalığın, gerek sistem gerekse 'sanal elit' adayı için en kolay yolu ise zaten çok sayıda olan niteliksiz eğitim kurumlarında, kendilerinin deyimi ile 'akademisyenlik'tir. Temel eğitimin uzun yıllarca çok geniş bir kitleye niteliksiz ve hurafelerle verildiği bir yerde, bu çok sayıda akademisyen de evrensellikten uzak olacaklardır. Bu sorun da 'üniversite'nin gereklerinden olan bilimsel çalışma yapma ve bu çalışmaları yayınlayarak, o alandaki diğer araştırmacılarla paylaşma eyleminin ikinci kısmını, yayınla paylaşmayı, yaygınlaştırarak çözülecektir. Kısacası; olmayan bilimsel çalışmaları yayınlamak...

Durum böyle olunca, etik konular da elitlik gibi 'sanal'laşıyor. Tartışmalar, yayın sayısı üzerinden yapılıyor. En etik dışı örnek; 27 yayını olanı değil de, 17 yayını kadroya almak oluyor! Kadroların nasıl açıldığı, 27 ya da 270 yayının hangi işbirlikleri, destekler ve 'ağ yapısı' içerisinde yapıldığı anılmıyor. Bilime katkısı sorgulanmıyor. İçinde bulunulan kurum yapısında gerek yok, bunlara. Birbirleriyle ilgisiz konulardaki makalelerin aynı oturumda sunulduğu turistik gezi kongrelerinde yazar sıralaması 'etik' tartışma konusu oluyor! 'Sanal etik' içinde 'sanal elit'lik!

Tüm bu 'elit olma' çabası, 'kaynakların yetersizliği', 'elit adayını sakinleştirme' silsilesindeki yarışta, yine de, geride kalanlar olduğunda, onlar da 'aldatmaca'ya başvuruyorlar. Sahte diplomalar, sahte belge düzenlemeler ve daha niceleri. Arada; yukarıda belirtmekten kaçındığım, dönemsel ve bir gün sona ereceğinden emin olduğumuz 'elit olma' yönteminde öne geçenler, 'elit olma'nın varsıllık kısmını da gerçekleştirmiş oluyorlar.

Peki Ne Yapmalı?

'Elit'in olmadığı, 'elit' olmaya gerek kalmayan bir toplum oluşturulmalı. Gelir dağılımı düzenlenmeli. Gelir dağılımındaki eşitsizlikler giderilmeli. Üretim nitelikli ve planlı olmalı. Eğitim nitelikli ve evrensel olmalı. En önemlisi çok az sayıda olan nitelikli kurum, nitelikli üniversite bu 'sanal elitlik'ten korunmalıdır.

[1] Turchin, P., End Times: Elites, Counter-Elites, and the Path of Political Disintegration, Penguin Books, 2023

Yorumlar